500. sayımıza hoş geldiniz.
Teknoloji ve pazarlama dünyasından kısa, taze ve ilham verici gelişmeleri paylaşmak için 2015’in Kasım’ında çıktığımız bu yolculukta bize eşlik etmeye devam ettiğiniz için teşekkür ederiz.
İlk sayımızın üstünden geçen neredeyse 10 senede teknoloji ve pazarlama alanında çok fazla şey değişti, yeni trendler hayatımıza girdi, hatta bazıları eskiyip unutuldu bile – NFT’leri hatırlayanlar burada mı?
Biz de dedik ki, bu sayının şerefine, bir nostalji turuna çıkalım ve geçtiğimiz 10 seneye damga vuran konuları biraz hatırlayalım. Başlıyoruz.

2016
2015’in sonlarına yaklaşırken Google, mobil cihazlardan yapılan aramaların masaüstünü tüm dünyada geçtiğini açıklamıştı. Böylece resmi olarak, “Bu sene mobilin yılı olacak.” dediğimiz o yıl 2016 oldu.
Mobilin önlenemez yükselişiyle birlikte SnapChat’in Story formatı bir anda popülerleşti ve yıllar içinde, dijital içeriklerin yapı taşlarından biri olacak olan dikey videolar hayatımıza girdi.
İnternet reklamlarının kullanıcı gizliliğine olan etkisi de bir başka trendin fitilini ateşledi: Reklam engelleyiciler. Reklam bombardımanından sıkılan kullanıcılar reklam engelleyicilere hücum etti. Yayıncılar daha ne olduğunu anlamadan ciddi gelir kayıpları yaşadı.

2017
Tüm bunlar olurken yayıncıların da eli boş durmadı tabii. Bol reklamlı da olsa içeriklerini ücretsiz tükettiğimiz birçok yayıncı, ne kadar ekmek o kadar köfte diyip sitelerine ‘paywall’lar entegre etti ve içeriklerini reklamsız fakat paralı hale getirdi.
Reklam odaklı gelir modelinin temelinden sarsılmasıyla birlikte dijital platformlar abonelik gibi alternatif gelir modellerini de test etmeye başladı. Misal; Medium Membership, YouTube TV, Twitter Promote Mode, Facebook Instant Articles.
Bitcoin ve kripto para madenciliği bu sıralarda gündemi artık iyice meşgul ederken, ekran kartları da kapış kapış gitmeye başladı. O dönem 7 bin dolara kadar tırmanan Bitcoin sayesinde NVIDIA gibi ekran kartı üreticilerinin hisse değerleri bir anda zıpladı. Eski pişmanlıkları hatırlatmak gibi olmasın ama Bitcoin’in şu anki değeri 105 bin dolar civarında.

2018
Daha yılın başındayken gördüğümüz en büyük veri ihlallerinden biri olan Facebook-Cambridge Analytica skandalı patlak verdi. Trump’ın seçim dönemi için anlaştığı Londralı şirket Cambridge Analytica, milyonlarca insanın Facebook beğenileri, mesajları, doğum yerleri gibi verilerinden yola çıkarak kime oy vereceklerini tahmin etmiş ve bu verileri seçmenleri manipüle etmek için kullanmıştı.
Bu vesileyle, kişisel verilerin art niyetli ellerde ne kadar güçlü bir silaha dönüşebildiğini tüm dünya görmüş oldu. Avrupa Birliği, benzer olayların önüne geçmek için GDPR regülasyonunu devreye aldı ve kişisel veri ihlali yapan şirketlere ciddi cezalar kesmeye başladı.
Ama 2018 sadece veri ihlalleri ve skandallardan ibaret değildi tabii. İnsanların internette geçirdiği süre ilk defa televizyon başında geçirdikleri süreyi yakaladı. Haliyle bu trend, TV’ye ayrılan reklam bütçelerinin dijital mecraları kaymasını da hızlandırdı. Normalde en fazla 1 dakikalık videolar yükleyebildiğimiz Instagram, artık 1 saatlik videolara hoş geldin dedi.

2019
Yapay zekanın emekleme dönemini yavaş yavaş geride bırakmasıyla ‘deepfake’ videolar gerçek videolardan ayırt edilemez bir hale geldi ve belki de ilk defa sahte ve gerçek arasındaki çizgi bu kadar bulanıklaştı.
Yayıncılar ve içerik üreticileri, binbir emekle ürettikleri içeriklerinden Google, Facebook gibi platformların hiçbir telif ödemeden gelir elde etmesine uzun zamandır tepki gösteriyordu. Avrupa Birliği, bu gelir dağılımını daha adaletli hale getirebilmek için ‘link vergisi’ düzenlemesini tanıttı ve bu platformların içerik sahiplerine telif hakkı ödemesi gerektiğine karar verdi.
Dijital platformlar büyüdükçe tekelleşme kaygıları da sık sık gündeme geldi. Mahşerin dört atlısı Google, Apple, Facebook ve Amazon; ellerindeki gücü, rekabeti engellemek ve tekelleşmek için kullandıkları gerekçesiyle antitröst davalarıyla karşı karşıya kaldı.

2020
Bu senenin en büyük olayı hiç şüphesiz COVID pandemisiydi. Neredeyse bütün bir yılı evlerimizde, sokağa çıkma yasaklarıyla geçirdik. Bir anda tüm sosyal, çalışma ve tüketim alışkanlıklarımız değişti. İnternette geçirdiğimiz günlük ortalama süre 7.5 saate, sosyal medyada ise neredeyse 3 saate çıktı. E-ticaret harcamaları bir önceki yıla göre %45 arttı ve mobil uygulamaların e-ticaretteki payı %63’e ulaştı.
Zoom, Google Meet, Slack gibi uzaktan çalışmanın merkezindeki araçlar bir anda çok yüksek büyüme ivmeleri yakaladı. Ama her sektör bu kadar şanslı değildi tabii. Turizm sektörü bir önceki yıla göre %65, hizmet sektörü ise %25 daraldı.

2021
Blockchain üzerinde saklanan dijital sanat eserleri NFT’ler kripto dünyasının yeni göz bebeği oldu. ‘The Merge’ isimli, muhtemelen evinizde en görünmez köşeye bile asmak istemeyeceğiniz bir NFT, 91.8 milyon dolarla satılan en pahalı dijital sanat eseri oldu.
Bu dönemde ortaya çıkan ‘Metaverse’ konsepti, pandemi yüzünden dijital ortamlara sıkışmış hayatlarımızı aynı Matrix’teki gibi, 3 boyutlu sanal evrenlerde devam ettirebilmemizi hedefliyordu. Hatta bir ara Metaverse’te arsa bile satıldı.
Geriye dönüp bakınca, 2021’in trendleri çok da akıl karı değilmiş desek yanlış olmaz herhalde.

2022
Hayalperestlikle dolu bir 2021’den sonra 2022, gerçeğe keskin bir dönüş oldu. Pandeminin özellikle teknoloji ve e-ticaret alanlarında ateşlediği suni büyümeler devam etmedi.
Ekonomik krizin yavaş yavaş kendini göstermesiyle birlikte neredeyse tüm büyük teknoloji şirketleri geniş çaplı işten çıkarmalara başladı, birçok şirket de bu dönemde kepenk kapattı. Sadece Meta, Amazon ve Google’ın işten çıkardığı çalışan sayısı 30 bini aştı.
Ama 2022 sadece olumsuzlukların yılı da olmadı tabii. OpenAI, ChatGPT’yi kullanıma sundu ve önceden sadece büyük satranç ustalarını yenmesiyle haberlerde okuduğumuz yapay zeka artık bizim hayatlarımıza da dokunmaya başladı.

2023
Bundan sonrası yapay zeka. Biz daha ChatGPT’nin ilk versiyonunu anlamaya çalışırken OpenAI, 1 trilyon parametreyle eğitilen; metin, görsel ve hatta videoları anlayabilen GPT-4’ü tanıttı. Yıl sonunda ChatGPT 100 milyon haftalık aktif kullanıcı sayısına ulaşmıştı bile.
OpenAI’ın ChatGPT’yi tanıtmasının üstünden daha iki yıl geçmemişken Meta ve Google da kendi modellerini tanıttı. Anthropic, Perplexity ve Mistral gibi yepyeni şirketler de, devlere kafa tutan modelleriyle yapay zeka kervanına katıldı.

2024
Son 20 yıldır teknoloji dediğimizde aklımıza ilk gelen şirket olan Google, OpenAI’la arayı kapatmak için hem yeni modeller tanıttı hem de yapay zekayı asıl güçlü olduğu alan olan aramaya entegre etmeye odaklandı. Google, AI Overviews özelliğiyle, kendi Gemini modelini kullanarak kullanıcıların yaptığı aramalara doğrudan arama sonuçları içinde cevaplar ‘üretmeye’ başladı.
Yeni modeller, artık sadece sorulara cevap veren araçlar değil; kod yazan, görsel, ses ve video üreten, araştırma yapan, diğer sistemlerle entegre olup bizim adımıza aksiyonlar alabilen teknoloji platformlarına dönüşmeye başladı.
Bu dönüşümün farklı sektör ve meslek gruplarını nasıl etkileyeceği konusu da önümüzdeki yıllarda sıkça tartışılacak gibi duruyor.
“Acaba bu mobil işi tutacak mı” noktasından “yapay zeka bizi işsiz bırakır mı” noktasına gelmemizin sadece 10 sene sürdüğünü düşünecek olursak, belki de bir sonraki özel sayıyı 10 değil 2-3 sene sonra yapmak daha mantıklı olabilir.