Eski Youtube’u hatırlıyor musunuz? Öyle en başları da değil, yine kimsenin “Youtube da nedir?” demediği ama içinde sadece ağzıyla düğün yapan adamların, 10 dakika sınırına takılıp 13 parçaya bölünmüş 144 çüküpiksellik dizilerin, Windows Movie Maker’ın fabrika ayarlarıyla yapılmış slideshowların olduğu günleri.
Bugün, yani 2005’te açıldığından 11 sene sonra, Youtube olimpiyatların canlı yayınlandığı, çoğu dizinin kendi yapımcıları tarafından resmi olarak paylaşıldığı, Türkiye’nin VEVO’su diyebileceğimiz netd müzik’in 3.5 milyondan fazla takipçisinin olduğu dev bir platforma dönüşmüş durumda. Ağustos 2016 itibariyle Türkiye’de ortalama bir kullanıcı Youtube’da ayda 300’den fazla video izliyor — bu yazıyı seneye okursanız 300’ü TEFE/TÜFE oranıyla çarparsınız — ve bunu daha ziyade cep telefonundan yapıyor.
Cep telefonu kullanımının artması, sadece videoların izlendiği ekranların boyutlarını değil, kullanıcı alışkanlıklarını da temelinden değiştiriyor. TV’de video izleyenlerin %72’si bir yandan da cep telefonundan bir şeylere bakıyor mesela — cep telefonundan video izleyenler, 2 kat daha fazla dikkat gösteriyorlar izlediklerine.
Peki Bu Videolar Neye Göre Sıralanıyor?
Youtube, kendi deyimine göre aynı zamanda bir arama motoru — dünyada Google’dan sonra en çok arama yapılan 2. site oldukları düşünüldüğünde sadece kendilerine göre de değil zaten. Bu arama motorunda, sıralamaları etkileyen en temel faktörler kullanıcı deneyimine ilişkin olanlar, yani videonuzu kimse izlemiyorsa o videonun arama sonuçlarında üst sıralarda yer bulması pek mümkün değil.
- İzlenme Süresi: Bir videonun kümülatif izlenme süresi — yani toplamda kaç dakika izlendiği. 1 dakikalık bir videoyu 5.000 kişi sonuna kadar izleyince, bu videonun hanesine 5.000 puan yazılıyor. “Ee o zaman süper, dayarız reklamı herkese izlettiririz” demeyin, reklam izletmeleri bu “izlenme süresi”nden sayılmıyor.
- Bitirme Oranı: Videonuza başlayanların önemli bir kısmı sonuna gelmeden izlemeyi bırakıyorsa, tahmin edebileceğiniz gibi o videoya sıralamalarda pek yukarılarda yer vermiyorlar.
- Bir Oturumda Kaç Dakika Video İzlettiğiniz: Biri videonuzu izledi, sonra gitti başka bir videoyu daha izledi Youtube’da — illa kendi videonuz olması da şart değil. Bu da kanalınıza dolayısıyla da videonuza artı yazıyor: Kullanıcıların sizin videonuzu izledikten sonra aynı oturumda kaç dakika daha video izlediği, sizin videolarınızın sıralamalarını etkileyen bir faktör.
Bunların dışında videonuza gireceğiniz başlık, tanım ve altyazılar, Youtube’un videonuzun ne hakkında olduğunu anlayabilmesi için çok önemli.
D.E.N.N.I.S. sistemi — Ama Youtube’da işe yaramayabilir. *-*
Biz Kanalımıza Ne Koyalım?
Youtube’da marka olarak yapacağınız şeyler de temelinde bir “içerik pazarlaması” — o yüzden benzer temellere dayanıyor. Akılda tutulması gereken en kritik nokta, Youtube’un kendi dinamikleri olan, kendi deyimleriyle “sosyal network”/ “arama motoru” / “video hosting” karışımı bir site. Bu da şu demek, alıp TV için çektiğiniz reklamı direkt Youtube’a yapıştırıp, başarılı olmanız çok olası değil; mutlaka bu platforma özel bir strateji geliştirmelisiniz.
Eğlendirin
- Eğlendirmek, başarabilirseniz internette her zaman işe yarar. Burada kastedilen eğlence sadece “kakara kikiri” değil, diziler, spor içerikleri vs. de bu kategoriye giriyor. Örneğin bir diziniz varsa — acaba yazıyı okuyacaklar içerisinde dizisi olan çıkar mı? — başrolle bir ropörtaj yapıp Youtube’a koymanız, yani Youtube’a özel bir içerik üretmeniz bu platformdaki başarınız için çok kritik.
Bilgilendirin
- Youtube’da 135 milyondan fazla “how-to” videosu var — “nasıl çivi çakılır”ından, “atomu nasıl hareket ettiririm”e kadar çok geniş bir aralıkta hem de.
- Her konuda olduğu gibi burada da hedef kitleniz çok kritik: Onlara hangi konuda bir şeyler öğretebileceğinizi düşünmeniz gerekiyor — tabii aynı zamanda, onların sizi hangi konuda uzman olarak gördüklerini de. Kimse bir giyim firmasından “Bilgisayarıma nasıl format atarım” içeriği izlemeyecektir.
- Hangi konuda içerik üretmek gerektiğine karar verirken, 2008’den beri yapılan Youtube aramaları datasını da veren Google Trends, en büyük yardımcınız olacak.
İlham Verin
- Güldüren, tatlış, nostaljik, heyecanlandıran videolar, tahmin edeceğiniz gibi izleyiciler üzerinde daha çok etki bırakıyor. Daha çok etki, daha çok like, daha çok subscriber ve daha çok sosyal paylaşım demek.
- İzleyiciyle duygusal bir bağ kuran videolar, daha çok dikkat çekiyor.
Bu yazı aslında bir serinin ilk bölümü, dizi ağzıyla söylersek pilot bölümü. İkinci bölümde bu yazının sonunda inceden başladığımız içerik stratejilerine daha detaylı değineceğiz. Üçüncü bölümde konu reklamlar — yani en nihayetinde biz de performans ajansıyız, o yüzden tabii konu reklam olacak — dördüncü bölümde de işin hem en magazinsel, hem de en kritik parçalarından YouTuber’lar — yani YouTube’da kanalı olanlar, YouTube ünlüleri.
O zamana kadar “Youtube’da ne yapabiliriz?”’i daha detaylı konuşmak isterseniz, bize — Hype — bir mesaj atın, hazır biz de “Youtube Certified” olmuşken bir toplantı ayarlayalım.